Kantate „Von Yunus zu Nazım“

tan-200x300[de]Kantate für Solisten, Chor und Symphonieorchester von Hasan Yükselir & Fırat Yükselir

“Yunus’tan Nazım’a” ist ein Libretto, das zum Teil aus Gedichten anatolischer Dichter und Mystiker wie Yunus Emre, Mevlana Celaleddin Rumi, Hacı Bektaşi Veli, Hallacı Mansur und zum Teil aus dem Epos „Şeyh Bedrettin Destanı“ besteht. Das Libretto, das sich thematisch mit den Sufismus beschäftigt, wurde von sieben Solisten aufgeführt und vom Eskişehir Symphonieorchester begleitet. Bei den Solisten handelte es sich um einen Bass, zwei Tenöre, einen Bariton, zwei Mezzosoprane und eine Sopranistin, die alle Mitglieder des „Istanbul Avrupa Korosu“ (Europäischer Chor Istanbul) sind. Die ersten Auftritte fanden am 21. und 22. Mai 2010 statt.

Seitdem Radio- und Fernsehsendungen in der Türkei verbreitet sind, wird die „fremde Musik“ als bevorzugte Musik repräsentiert. Die neuere europäische und amerikanische Musik findet sowohl in den Städten als auch in den Dörfern Anatoliens immer mehr Beachtung. Dadurch verliert die traditionelle türkische und anatolische Volksmusik an Bedeutung. Sie wird nur noch in eingeschränktem Maß an die jüngere Generation weitergegeben. Auch in die Curricula der Musikhochschulen fand die anatolische Musik kaum Eingang. In Folge dessen verliert das Land weitgehend seine eigene musikalische Identität. Westliche, insbesondere amerikanische Musik und damit auch amerikanischer Lebensstil und Weltanschauung überlagern die anatolische Kultur in zunehmendem Maße.

Die Kantate „Yunus’tan Nazım’a“ entstand aus dem Wunsch heraus, eine Alternative  zu diesem Weg aufzuzeigen. Mit diesem Werk wollen wir zum Erhalt der musikalischen Kultur der Türkei und deren Dichter,  Sänger und Instrumentalisten beitragen. Ferner hatte das Projekt das Ziel, die Weisheiten und philosophischen Weltanschauungen unserer bekannten Sufi-Dichter mit der Liedkunst zu verbinden und somit einen Beitrag zur Verbreitung der Kultur der Türkei auf internationalen Plattformen zu leisten.

Als ein Beispiel für ihre musikalischen Werte ist die „Yunus Nazım“ Kantate eine wesentliche Repräsentantin unserer gesellschaftlichen Kollektivität. Sie stellt eine andere Klangfarbe, ein neues Erlebnis für andere Völker dar. Noch heute sind fast überall in der Türkei lebendige Spuren des anatolischen Sufismus von Mevlana oder Bektaşi zu sehen. Anatolien ist Yunus Emre, Mevlana, Pir Sultan Abdal, Köroğlu… Dieses Werk wird einen wesentlichen Beitrag zur Bewahrung unserer kulturellen Identität und unserer musikalischer Güter leisten … Hasan Yükselir

Info:

  • 337974_116583711785054_116526145124144_110528_232213564_o-198x300Komposition: Hasan Yükselir & Fırat Yükselir
  • Dirigent: Fırat Yükselir
  • Chorleiter: Sergei Gavrilov
  • Bass: Hasan Yükselir
  • Sopran: Dijle Yükselir
  • Sopran: G. Ezgi Yıldırım
  • Tenor: Serkan Taylan & Furkan Aktakka
  • Mezzosopran: A. Suphiye Günaltay
  • Bariton: Nejad Beğde
  • Bariton: Cihan Özmen
  • Eskişehir Symphonieorchester
  • Istanbul Avrupa Korosu“ (Europäischer Chor Istanbul)

Konzert Video: Kantate „Von Yunus zu Nazım“ [/de]

[tr]

SOLO VE KORO İÇİN ORKESTRA ESERİ

“Yunus’tan Nazım’a”  Anadolu’nun kültürel mirasının temel taşları olan, Yunus Emre, Mevlana Celaleddin Rumi, Hacı Bektaşi Veli, Hallacı Mansur, şiirlerinden ve Nazım Hikmet’in  Şeyh Bedrettin Destanının bir bölümünden kurgulanarak librettosu oluşturulmuştur. Konusu Anadolu Sufizmidir. 7 solist, eser içinde Yunus Emre, Mevlana Celaleddin Rumi, Hacı Bektaşı Veli, Hallacı Mansur, iki anlatıcı solist ve Şeyh Bedrettin karakterlerini seslendirdiler. Eseri seslendiren orkestra Eskişehir Senfoni Orkestrası’ dır. Koro, İstanbul Avrupa Korosu’dur. Solistler ise 1 Bas, 2 yüksek Bariton 2 Tenor (biri lirik), 1 Mezzo Soprano ve 1 Soprano seslerden oluşan kadro ile gerçekleştirildi. 21-22 Mayıs 2010 tarihinde ilk gösterimini yapmıştır.

Türkiye’de önceleri radyo, daha sonraları televizyon yayınlarının başlaması ve “yabancı müziğin” tercih edilen müzik olarak sunulmasıyla birlikte, yabancı müziğin Türk müziği ve halk müziği ile olan egemenlik ilişkisinde denge, batı müziği ve Amerikan müziği yönünde kentlerde, kırlarda değişmeye başlamıştır. Müzikal karakterimiz müzik konservatuarlarında Anadolu müziğinin dışlanması ile kendi kimliğinden uzaklaşmış, kimliğini, kendinden olmayanla özdeşleştiren bir  duruma gelmiştir. Batı, özellikle Amerikan müziğiyle birlikte, Amerikan tarzı yaşam ve dünya görüşü, zevk ve eğlence anlayışı Anadolu kültürü üzerine bindirilmiştir “Yunus’tan Nazım’a” Kantatı; yukarıda anlatılan sürece karşı duruşu simgelemekle birlikte, müzikal kültürümüze katkı olacağı düşüncesiyle Türkiye’nin kimliği olan şair ve ozanlarımızın dizelerinden, Anadolu müziğinin kültürel değerleriyle örülü bir eserdir.

“Yunus’tan Nazım’a” Kantatı, Anadolu müziğinin değişik makam ve tartımları ile örülü bir bestedir. Halkımızın yakinen tanıdığı Sufi şairlerin ve ozanların dizelerini, filozofların görüşlerini, kendi müzikal kimliğimizi unutmadan ve ötelemeden yüksek sanatın içinde duyurmak ve seslendirmek, Türkiye’nin müzikal kimliğine uluslararası platformlarda önemli katkı sunacağı düşüncesiyle gerçekleştirilmiştir.

“Yunus’tan Nazım’a”  Kantatı yerel özellikleri ile en önemli işlevi, ait olduğu toplumun ortak ruhunu betimlemesidir. Bu nedenle izleyicilerinin hem bilinç hem de bilinçaltı düzeyinde kendi müzik kültürü ile temasını sürdürebilecek, yüksek sanatın değerleriyle tanıştıracak ve yeni beğeniler geliştirecektir. Yaşadığımız kentin yaşam kalitesinin yükselmesini hedefleyerek,  sanat zevkinin ve kent kültürünün gelişimine katkı sunacaktır…

Kendi müzikal değerlerimizin örneği olarak “Yunus’tan Nazım’a”  Kantatı,  toplumsal beraberliğimizin harcı olacaktır. Birleştirici bir yapının gelişimine destek olacaktır. Yabancı halkların izleyicileri, farklı bir tını ve müziği tanıyacaklardır. Ses ve Video CD‘lerini satın alarak ekonomik dolaşıma katkı sunacaklardır. Bu da kültür turizminin gelişimine destek olacaktır…

Müziğimizi Avrupa kültürüne ve halklarına tanıtmak ve sevdirmek. Türk kültürünün aidiyetini koruyarak Avrupa müziği içinde yer almasına katkıda bulunmak.

Osmanlı’dan beri Türkiye’ninhemen her köşesinde bugün Anadolu Sufizminin temel taşları olan Mevlevi, Bektaşi, kültürlerinin canlı izlerini hala görmek mümkündür. Anadolu, Yunus Emre’dir, Mevlana’dır, Pir Sultan’dır, Köroğlu’dur…

Türk kültürel kimliğine örnek teşkil edecek bu ürünü sergilemek, saydığımız şehirlerin kültürel kimliğine, müzikal zenginliğine, ve zevkine önemli bir katkı sunacaktır… Hasan Yükselir

Bilgi

337974_116583711785054_116526145124144_110528_232213564_o-198x300Eser: Hasan Yükselir & Fırat Yükselir
Orkestra Şefi: Fırat Yükselir
Koro Şefi: Sergei Gavrilov
Bas: Hasan Yükselir
Soprano: Dijle Yükselir
Soprano: G. Ezgi Yıldırım
Tenor: Serkan Taylan
Tenor: Furkan Aktakka
Mezzo Soprano: A. Suphiye Günaltay
Bariton: Nejad Beğde
Bariton: Cihan Özmen

Konser görüntüleri: Yunus’tan Nazım’a Kantat [/tr]

[en]

Cantata for Solo Artists, Choir und Symphony orchestra by Hasan Yükselir & Fırat Yükselir

“Yunus’tan Nazım’a” is a libretto that is in part made up of poems by anatolian poets and mystics such as Yunus Emre, Mevlana Celaleddin Rumi, Hacı Bektaşi Veli, Hallacı Mansur and in part by the epic Bedrettin Destanı”.

The libretto, that thematically deals with the sufism, was performed by seven Solo Artists and by the Eskişehir Symphonyorchestra.  The seven solo artists were made up of one Bass, two tenors, one Bariton, two Mezzo Sopran und one Soprano, all of them are members of the “Istanbul Avrupa Korosu” (European Choir Istanbul). The first performances took place on May 21st and 22nd, 2010.

Since Radio and Television Shows spread over all of Turkey, the ‘foreign music’ as it is called, is the preferred music played.  The newer European and American music finds more and more acceptance throughout all of Turkey, in small villages as well as. Due to this, the traditional Turkish and Anatolian folk music losses more and more importance. The younger generations only get limited access to this valuable music.

One could not even find Anatolian music in the curriculum of the music academies.  Due to this, the country losses its own musical identity.  Western music, especially American music and along with that the American way of living is self-imposed on the Anatolian culture.

The “Yunus’tan Nazım’a” cantata is an opposition to the above known facts. We would like to do our part in preserving the musical culture of Turkey and their poets with this masterpiece.

Along with this aim our goal is combine the pieces of wisdom and philosophy of the way the world is viewed by our poets with the arts of music.  This way we can do our part in bringing our Turkish culture to an international platform. Another aim of this project is to develop the culture within the city and increase the life quality within the cities.

“Yunus Nazım” cantata is an example of the musical values, representing our cultural collective.  It demonstrates a different color of sound and a new experience for other nations.

In selling Audio and video CD’s, the cantata has also contributed to the economic cycle and toward the development of the cultural tourism…

Still today one can find living proof of the anatolian Sufism of Mevlana or  Hacı Bektaşi Veli.  Anatolia is Yunus Emre, Mevlana, Pir Sultan, Köroğlu… This Masterpiece will help contribute to the conservation of our cultural identity and our musical commodities… Hasan Yükselir

Info:

337974_116583711785054_116526145124144_110528_232213564_o-198x300Composition: Hasan Yükselir & Fırat Yükselir
Conductor: Fırat Yükselir
Choir Conductor: Sergei Gavrilov
Bass: Hasan Yükselir
Soprano: Dijle Yükselir
Soprano: G. Ezgi Yıldırım
Tenor: Serkan Taylan & Furkan Aktakka
Mezzo Sopran: A. Suphiye Günaltay
Bariton: Nejad Beğde
Bariton: Cihan Özmen

To see the concert video: Cantata „from Yunus to Nazım“ [/en]

[embedyt] https://www.youtube.com/watch?v=bfQBRlXj-VI[/embedyt]